TÜBİTAK / Avrupa Birliği Destekli Yayınlar
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/1931
Browse
Recent Submissions
Research Project Kişiselleştirilmiş ve Uyarlamalı Öğrenme için Sözlü Dersanlatımlarının İşlenmesi(TÜBİTAK, 2021) Arısoy Saraçlar, EbruBu projede kişiselleştirilmiş ve uyarlamalı eğitim için gelişmiş konuşma ve dil işleme teknolojileri geliştirip özellikle çevrimiçi ders videolarından öğrenme sürecini verimli hale getirmek amaçlanmıştır. Geliştirilen proje bildiğimiz kadarıyla gelişmiş konuşma ve dil işleme uygulamalarının eğitim teknolojilerinde kullanıldığı en kapsamlı projelerden biridir ve bu sayede eğitim teknolojileri literatürüne de katkı sağlamıştır. Projenin gerçeklenmesi süresince Otomatik Konuşma Tanıma (OKT), konuşma geri getirimi, özellikle sözlü soru cevaplama ve duygu ve düşünce analizi üzerine özgün çalışmalar yapılmıştır. Sistemler hem İngilizce hem de Türkçe ders anlatım videoları için geliştirilmiştir. OKT alanında hem hibrit akustik model içeren hem de uçtan uca eğitilen sistemler için sistem uyarlaması yapılmıştır. Bu sayede ders anlatım videoları üzerinde yüksek başarımla çalışan OKT sistemleri geliştirilmiştir. Sözlü soru cevaplama sistemi ise ilk defa ders anlatım videoları alanına bu proje ile uygulanmıştır. Sözlü soru cevaplama sistemine ait zorlukların aşılması için özgün yöntemler önerilmiş ve bu yöntemler başarıyla uygulanmıştır. Bu sayede sözlü soru cevaplama literatürüne katkı sağlanmıştır. Bu çalışmalara ek olarak ders anlatım videolarına eşlik eden öğrenci yorumları duygu ve düşünce analizi yöntemleri ile olumlu veya olumsuz olarak sınıflandırılmış ve öğrencilerin videoda anlatılan konuyu anlayıp anlamadıkları ölçülmüştür. Bu çalışma duygu ve düşünce analizi sisteminin eğitim teknolojileri alanında öğrencilerin öğrenme düzeyinin analizinde kullanılması özgünlüğünü içermektedir. Projenin çıktısı olarak OKT ve soru cevaplama sistemlerini içeren çevrimiçi bir öğrenme platformu üniversite içinde gerçeklenmiş ve 2020 - 2021 bahar döneminde öğrencilerin kullanımına açılmıştır. Özellikle COVID-19 pandemisiyle hayatımıza etkin olarak giren uzaktan eğitim modeline proje kapsamında geliştirilen sistemin katkı sağlama potansiyeli bulunmaktadır. Bu yüzden geliştirilen sistemin uzaktan eğitim sürecine etkin olarak dahil edilmesi üzerine ilerleyen dönemlerde çalışmalar yapılacaktır.Research Project Diyalog Geliştirme için Bağlaşımlı Tensör Ayrıştırma Yöntemleri(TÜBİTAK, 2021) Şimşek, Serap Kırbız; Şimşek, Serap; Cemgil, Ali Taylan; Liutkus, AntoineAyrıştırma tabanlı ses modelleme yöntemleri, hesaplama gücünün artmasıyla ve istatistiksel modelleme yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler, ses kodlama, müziksel bilgi çıkarımı, müziğin notaya dökülmesi, içerik analizi, kaynak ayrıştırma, ses onarımı ve gürbüz konuşmacı tanımanın da aralarında bulunduğu birçok alanda kullanılmaktadır. Bizim bu projede temel amacımız, birden fazla kaynak içeren ses kayıtlarındaki konuşma işaretlerini güçlendirmek için kaynak ayrıştırma algoritmalarından faydalanarak bir yöntem geliştirmektir. Diyalog ve ortamdaki diğer sesler arasındaki doğru dengeyi bulmak ses mühendisleri için önemli bir problem olup, dinleyici şikayetlerinin de gittikçe artan bir sebebini oluşturmaktadır. Dinleyiciler, kendi kişisel tercihlerine, dinleme ortamlarına ve duymalarına uygun olarak diyalog ve çevresel sesler arasındaki ses dengesini kendileri ayarlamak istemektedirler. Bu projedeki temel amaçlar ve aşamalar aşağıdaki gibidir: i) Durağan olmayan çok boyutlu zaman serilerinde, matris ve tensör ayrıştırma modellerini kullanarak diyalog içeren ses kayıtlarından diyalogların ayrıştırılması ve bunun daha sonra kayıtta bulunan diğer seslerle farklı oranlarda yeniden birleştirilmesiyle, kullanıcının ihtiyaçlarına ya da zevkine dayalı bir kayıt dinlemesini sağlama ii) Televizyon programları gibi akan veri üzerinde de çalışabilmek üzere, önerilen yöntemin gerçek zamanda çalışması. Bu bağlamda, veri geldikçe gerçek zamanlı olarak işlenecektir. iii) Geliştirilen yöntemlerin etkinliğinin gerçek uygulamalarda kullanımı. Projenin çıktıları olan modelleme, çıkarım ve model seçimi yöntemleri; işaret işleme, yapay öğrenme ve istatistik alanlarında temel metodolojik katkılar yapmaktatır. Bunun dışında çıktılar, bilgi madenciliği, biyoinformatik, sistem biyolojisi, yer bilimleri, karmaşık sistemler, algılayıcı ağları, finans veya akustik konularındaki büyük veri öbeklerinin incelendiği çalışmaları destekleyecektir. Bu bağlamda, MEF Üniversitesi bünyesinde yerli ve uluslararası alanda süren işbirliklerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi de planlanmaktadır.Research Project Santrifüj Pompa Kavitasyon Performans Karakteristiklerinin Tayini için Basitleştirilmiş Kavitasyon Modellerinin İyileştirilmesi(TÜBİTAK, 2020) Delale, Can Fuat; Delale, Can Fuat; Ayder, Erkan; Pasinlioğlu, Şenay; Morkoyun, UğurcanBu çalısmada Delale ve Pasinlioglu (2018) tarafından önerilen kabarcık gaz basıncı yasasıyla betimlenen ısıl sönüm mekanizmasını içeren Rayleigh-Plesset küresel kabarcık dinamigi denklemini esas alan bir hidrodinamik kavitasyon modeli insa edilmistir. Bu modeli sınamak üzere kavitasyonlu lüle akısı deneyleri yapılmıs, lüle içindeki kavitasyonsuz, zayıf kavitasyonlu ve kuvvetli kavitasyonlu akıs rejimleri yüksek hızlı kamerayla görüntülenerek kaydedilmis ve lüle cidarlarına yerlestirilen basınç sensörleriyle statik basınç degerleri ölçülmüstür. Elde edilen deney sonuçları, yeni hidrodinamik kavitasyon modelin sanki-birboyutlu sayısal sonuçlarıyla ve ticari yazılımlardaki basitlestirilmis kavitasyon modellerinin ikiboyutlu sayısal sonuçları karsılastırılmıstır. Böylece santrifüj pompalara uygulanmak üzere ticari yazılımlardaki Zwart vd. (2004) kavitasyon modeli en uygun model olarak seçilmis ve yeni kabarcık gaz basıcı yasasını içerecek sekilde iyilestirilmistir. Santrifüj pompa kavitasyon performans karakteristiklerinin tayini için ENPY (emmede gerekli net pozitif yük) degerleri küçük ve görüntü kaydına izin veren pleksiglas bir pompada kavitasyonlu akıs halinde deneyler yapılmıstır. Bu pompa için gerek deney sonuçları, gerek orijinal ve iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modellerinin sayısal benzetim sonuçları ENPY degerleri birin altına düstügünde kararsızlıklar göstermistir. Ancak kararızlıklar baslamadan ENPY degeri bir civarındayken iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modelinin sayısal sonuçları, orijinal modele kıyasla, az da olsa kavitasyon siddetinin arttıgını, böylece kavitasyon performansının düstügünü göstermistir. Bu sonucu daha belirginlestirmek üzere ENPY degerleri nispeten daha yüksek bir pompa tasarlanmıs ve orijinal ve iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modellerinin sayısal benzetim sonuçları karsılastırılmıstır. Bu durumda iyilestirilmis Zwart vd. modelinde kavitasyon performansının, orijinal modele kıyasla, belirgin olarak azaldıgı gösterilmistir.Research Project Bilinçli-farkındalık (mindfulness) Temelli Psiko-eğitim Programının Öğrencilerin Matematik Kaygısı, Tutumları ve Öz Yeterlikleri Üzerindeki Etkisi(TÜBİTAK, 2017) Aydın, Utkun; Atalay, Zümra; Bulgan, Gökçe; Bulgan, Gökçe; Özgülük, S. Burcu; Atalay, Zümra; Aydın, Utkun; Taylan, Rukiye Didem; Bulgan, Gökçe; Özgülük, S. BurcuBu çalışmanın amacı ortaokul öğrencilerinin matematik kaygılarını azaltmak, özyeterliklerini artırmak ve matematik dersine karşı olan tutumlarını olumlu yönde geliştirmek amacıyla hazırlanmış olan bilinçli-farkındalık temelli psiko-eğitim programının etkililiğini test etmektir. Araştırmanın katılımcıları 11-13 yaş aralığındaki beşinci, altıncı ve yedinci sınıf öğrencilerinden oluşmuştur. Araştırma 3 basamakta gerçekleştirilmiştir. Çalışma 1, Bilinçli Farkındalık-Temelli Özyeterlik Ölçeği-Yenilenmiş (BFTÖÖ- Y) versiyonunun Türkçe’ye adapte edilmesi ile ölçeğin, öğrencilerin bilinçli-farkındalık temelli öz-yeterlik düzeylerini belirlemede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir. Çalışma 2’de ise, değişkenler arası teorik ilişkiler araştırılmıştır. Bilinçli-Farkındalık Ölçeği, Matematik Tutum Ölçeği, Matematik Kaygısı Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri Kaygı Altölçeği ve BFTÖÖ- Y kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, bilinçli-farkındalık düzeyi arttıkça kaygı ve matematik kaygı düzeyi azalmakta; bilinçli-farkındalık temelli özyeterlik düzeyi artmakta ve matematiğe yönelik tutumlar olumlu yönde gelişmektedir. Bilinçli-farkındalık temelli özyeterlik arttıkça, matematik tutumu olumlu yönde gelişmekte; matematik kaygı düzeyi azalmaktadır. Matematik kaygısı arttıkça, matematik tutumu olumsuz yönde gelişmekte, genel kaygı düzeyindeki artış matematik kaygısını arttırmaktadır. Kaygı düzeyi arttıkça matematik tutumu olumlu yönde gelişmektedir. Çalışma 3 kapsamında ise bilinçli farkındalık temelli psiko- eğitim programı öğrencilerinin matematik kaygısı, matematik tutumları ve özyeterlikleri üzerindeki etkisi test edilmiştir. Yapılan ön test- son test karşılaştırmaları sonucunda, deney grubunun bilinçli farkındalık düzeylerinin arttığı bilinçli farkındalık-temelli özyeterlik düzeylerinin ise hafif düzeyde arttığı tespit edilmiştir. Son test puanları açısından değerlendirildiğinde, deney grubunun matematik kaygı düzeyinin azaldığı, matematiğe yönelik olumlu tutum düzeylerinin arttığı, kontrol ve plasebo gruplarının ise matematik kaygı düzeylerinde çarpıcı bir değişim olmazken matematiğe yönelik olumlu tutum düzeylerinin arttığı tespit edilmiştir. Bu bulgular sonuç raporunda ilgili alan yazını ile ilişkilendirilerek tartışılmış ve uygulama açısından programın etkililiği değerlendirilmiş, gelecek çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.Research Project Verimlilik ve Reel Döviz Kurları Arasındaki İlişkinin Girişimler Bazında Analizi(TÜBİTAK, 2018) Toraganlı Karamollaoğlu, Nazlı; Toraganlı Karamollaoğlu, Nazlı; Sıvacı, Ozan; Atasü, Seniha İdil; Acar, Uğurcan; Çakır, BayramBu proje kapsamında girişim ve sektör seviyesinde hesaplanan reel döviz kuru serilerinin girişim bazında hesaplanan verimlilik üzerine etkisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kullanıma açılan mikro veri kullanılarak analiz edilmektedir. Çalışmada, 2005-2015 yıllarını kapsayan Dış Ticaret İstatistikleri (DTİ), İş Kayıtları Çerçeveleri (İKÇ) ve Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri (YSHİ) verileri kullanılmıştır. Onaylanan Bütçe: Buna ek olarak proje kapsamında verimliliğin farklı özelliklere sahip girişimler için, girişim ve sektör düzeyinde hesaplanacak olan döviz kuru hareketlerinden nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Bu çerçevede girişimlere özgü ithal ara malı kullanımı, ihracata konu olan ürünlerin yapısı (homojen ve farklılaştırılmış), ticaret partneri sayıları, sermaye yapısı gibi bir takım özellikler göz önünde bulundurularak verimlilik ve reel döviz kuru ilişkisi incelenmiştir. Çalışmanın sonuçları firma seviyesinde hesaplanan döviz kuru serileri göz önünde bulundurulduğunda yerel döviz kurundaki değerlenmenin firmaya ilişkin verimlilik üzerinde negatif etkileri olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan sektör seviyesinde hesaplanan döviz kurları kullanıldığında verimlilik ve döviz kuru arasında anlamlı bir ilişki rapor edilmemektedir. Bu durum toplulaştırma yanlılığı problemine dikkat çekerek firma spesifik kurların döviz kurunun verimlilik üzerine etkisini ölçmede sektörel kurlardan daha duyarlı olduğunu göstermektedir. Çalışmada ayrıca ithal aramalı kullanımı ihracat oranına göre fazla olan firmaların verimliliklerinin döviz kurundaki değerlenmeden daha az etkilendikleri gözlenmektedir. Buna ek olarak olarak yabancı sermaye oranı veya ticaret partneri sayısı fazla olan firmaların verimliliklerinin beklentilerden farklı olarak, döviz kuru değerlenmesinden daha çok etkilendikleri rapor edilmiştir. Ayrıca çalışmada firmanın ihracatındaki farklılaştırılmış ürün oranının döviz kuru değerlenmesinin verimlilik üzerindeki negatif etkilerinin azaltmada rol oynamadığı sonucu bulunmuştur.Research Project Özyinelemeli Sinir Ağları ile Türkçe Doğal Dil Üretimi(TÜBİTAK, 2018) Demir, Şeniz; Demir, Şeniz; Gökmen, Muhittinİnsanlar arasındaki iletişimi sağlayan doğal diller, zaman içinde insanlarla etkin ve kullanıcı dostu etkileşim kurabilmek amacıyla sistemler ve yazılımlar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Tıpkı insanlar gibi sesli veya yazılı doğal dil ifadelerini anlayabilen ve sonrasında kullanıcıların beklentilerini karşılayabilen dil tabanlı teknolojiler (örn. arama motorları, bilgisayar destekli eğitici sistemler ve diyalog sistemleri) bu motivasyonla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalarda, problemin doğası ve hedef dilin yapısındaki zorluklara ek olarak insanların doğal dilleri nasıl öğrendiğini ve kullandığını modellemedeki kısıtlar başarım oranlarını etkilemiştir. Günümüzde, dil tabanlı teknolojiler insanlar tarafından yaygın şekilde kullanılıyor olsalar da (örn. Google Arama Motoru ve Apple Siri), ulaşılan teknolojik seviye hedef dile göre çeşitlilik göstermektedir. Sondan eklemeli ve zengin dil yapısı ile Türkçe geliştirilen teknolojik çözümler ve üretilen veri kaynakları açısından pek çok doğal dilin gerisinde kalmaktadır. Ayrıca, bugüne kadar Türkçe dil teknolojileri konusunda yapılan çalışmaların ağırlıklı olarak dili işleme, anlama ve analiz etmeye dönük (örn. kelimelerin morfolojik analizi, özel isim tespiti, bağlılık çözümlemesi, metin sınıflandırma ve metin özetleme) olduğu gözlemlenmektedir. Türkçe dil üretimi konusunda sınırlı yeteneklere sahip ve akademik seviyede kalarak devamı getirilmemiş birkaç çalışma mevcuttur. Fakat bu çalışmalar karmaşık sayılabilecek dilbilimi teorileri ile ifade edilen içerik ifadelerini cümlelere dönüştürmekten öteye geçmemiştir ve başka uygulamalarla entegre olarak test edilmemiştir. Bu çalışmada, Türkçe dilinin derin öğrenme tabanlı bir sistem (dil aracı) ile otomatik olarak üretimi hedeflenmektedir. Bu sistemin, girdi olarak verilen içerik ifadelerini Türkçe dili kurallarına uygun ve anlaşılır cümlelere dönüştüreceği öngörülmektedir. Literatürdeki en kapsamlı Türkçe dil üretimi sistemi olması planlanan bu çalışmada son yıllarda pek çok dil teknolojisinde başarımı ispat edilmiş diziden diziye öğrenebilen (örn. kelime dizisinden başka bir kelime dizisi) özyinelemeli sinir ağı yapıları kullanılacaktır. Bu ağların sağladığı dinamiklik ile farklı çeşitler (örn. uzun kısa süreli bellek ve girişli özyinelemeli birim) ve genişlemeler (örn. dikkat mekanizması) denenecektir ve başarımı en yüksek sinir ağı mimarisi belirlenecektir. Buna ek olarak, sinir ağlarının kullanımı bazı faktörlerin (örn. bağlam bilgisi ve kullanıcı tercihleri) sisteme entegrasyonuna ve üretim aşamasına olan etkilerinin incelenmesine imkân sağlayacaktır.